100 yıllık dostluk anlaşması: Türkiye-Rusya arasındaki antlaşma iki ülkeyi ortak paydada birleştirdi

Atatürk Araştırma Merkezi: Türkiye ve Rusya Arasındaki Kültürel ve Entelektüel İlişkiler Bilimsel Olarak Ele Alındı

Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı, “Dostluk ve Saldırmazlık Antlaşmasının 100. Yıl dönümünde, Türkiye ile Rusya arasındaki kültürel ve entelektüel ilişkileri” konu alan bir panel düzenledi. Panelde, 1890-1940 yılları arasında iki ülke arasındaki ilişkiler tüm detaylarıyla ele alındı ve tartışıldı.

Panelin açılış konuşmasını yapan İstanbul Üniversitesi öğretim görevlisi ve ATAM Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hacer Topaktaş Üstüner, Birinci Dünya Savaşı ve sonrasında yaşanan gelişmelerin Rusya ile Türkiye arasındaki ilişkileri olumlu yönde etkilediğini vurgulayarak şunları aktardı:

“Birinci Dünya Savaşı sonrasında, Rusya Sovyet idaresine girerken Türkiye’de Milli Mücadele süreci başladı. Bu dönemde iki ülke arasında ortak paydalar bulunmaktaydı ve Sovyet yönetimi, Mustafa Kemal Atatürk liderliğindeki milli mücadeleye destek sundu. Bu destek, 16 Mart 1921 tarihinde imzalanan Moskova Antlaşması ile resmileşti. Türkiye ve Sovyetler Birliği diplomatik ilişkilerini güçlendirme adına adımlar attılar. Mustafa Kemal Paşa, cumhuriyetin ilanından sonra da barışçıl bir dış politika izleyerek komşularıyla ilişkileri geliştirmeyi hedefledi. Musul Meselesi de dış politikanın önemli bir konusu haline geldi ve Sovyetler Birliği ile Türkiye, Batılı devletlere karşı işbirliğini arttırdılar.”

Atatürk Araştırmaları Merkezi Başkanı Doç. Dr. Ahmet Kılınç, merkezin Türkiye-Rusya ilişkilerine yönelik önemli çalışmalar gerçekleştirdiğini belirterek şunları dile getirdi:

“Merkezimizin amacı, Atatürk, Milli Mücadele ve Cumhuriyet tarihini tüm yönleriyle araştırmak ve elde edilen verileri kamuoyuyla paylaşmaktır. Bu yıl, 17 Aralık 1925 tarihinde imzalanan Türkiye-Sovyetler Birliği dostluk ve saldırmazlık antlaşmasının 100. yıl dönümüne denk geldiğimiz için tarihsel bir döneme ışık tutmayı amaçladık. Bu antlaşma, Sovyet Rusya ile Ankara Hükümeti arasındaki ilişkileri güçlendirmiştir. Geçmişte olduğu gibi bugün de Türkiye-Rusya ilişkilerini çok yönlü bir şekilde incelemekteyiz ve bu ilişkileri sadece diplomatik açıdan değil, aynı zamanda kültürel ve entelektüel düzeyde de değerlendirmekteyiz.”

Panelde, ATAM Haberleşme üyesi Doç. Dr. Mustafa Tanrıverdi “Rusya İmparatorluğu’ndan Osmanlı topraklarına kültürel ve dini amaçlı seyahatlerin yansımaları” konusunda, İstanbul Üniversitesi’nden Prof. Dr. Türkan Olcay “Bolşoy Tiyatrosu’nun 1935 Yılı Türkiye Turnesi ve Yankıları” üzerine ve St. Petersburg Devlet Üniversitesi Avrasya Araştırmaları Merkezi Müdürü Prof. Dr. Aleksandr Kolesnikov “1930’lu Yıllarda Rus-Türk Bilimsel İlişkiler” başlıklı sunumlarını gerçekleştirdi.

Related Posts

Başkanlar: Tutuksuz yargılanmalı

Eski TBMM Başkanları Çetin, Cindoruk, Karakaş ve Kalemli, tutuklanan ve görevinden
uzaklaştırılan İBB Başkanı İmamoğlu’nun tutuksuz yargılanması için ortak bildiri hazırladı.

ABD’nin yeni Ankara Büyükelçisi Barrack: Trump’ın amacı aramızdaki ittifakı hak ettiği seviyeye taşımak

ABD’nin yeni Ankara Büyükelçisi Barrack: Trump’ın amacı aramızdaki ittifakı hak ettiği seviyeye taşımak

Amerika’nın Ankara Büyükelçisi Barrack, Başkent’e geldi: Türkiye ve ABD için güçlü ittifak vurgusu

ABD’nin Ankara Büyükelçisi olarak atanan Thomas Barrack, Ankara’ya geldi. Burada açıklamalarda bulunan Barrack, ABD Başkanı Donald Trump’ın amacının Türkiye ile ABD arasındaki ittifakı hak ettiği seviyeye taşımak olduğunu söyledi. İki ülkenin her zaman harika ilişkilere sahip olduğunu ancak bunun “olağanüstü” olması gerektiğini söyleyen Barrack, Trump’ın, Türkiye ile ABD’yi daha güçlü kılmayı ve dünyayı daha iyi bir hale getirmeyi amaçladığını, bunun için de barış ve refahı, iki ülke halkı ve “iki büyük ulusun büyük liderleri” aracılığıyla sağlamayı hedeflediğini de kaydetti. Öte yandan Barrack, “atalarının geldiği” topraklarda olmaktan onur duyduğunu da sözlerine ekledi.

Nedim Şener ‘şeytan’ fıkrasıyla ‘İmamoğlu’nun tek cevaplı savunmasını’ eleştirdi: Goebbels bunu görse mezarında ters döner

Gazeteci Nedim Şener, yolsuzluktan tutuklanan Ekrem İmamoğlu’nun şaibeli kurultay soruşturması kapsamında verdiği ifadedeki ‘tek cevaplık’ savunmasını değerlendirdi. “Bakın, başından sonuna İmamoğlu’nun savunma dediği tüm saçmalıkları bir araya getirin, Goebbels mezarında ters takla atar.” diyen Şener, “Böyle bir fıkra vardır ya. Oflu için söylenir. Şeytan demiş ki: “Oflu’yu yarattıysan beni niye yarattın?” İmamoğlu’nu görünce “Benlik bir iş kalmamış,” der gibi. Şeytan bile bunu görse kaçar.” ifadelerini kullandı. Şener’in örnek verdiği Joseph Goebbels, Nazi Almanyası’nın Propaganda Bakanıydı. Kitleleri yönlendirmek için yalan ve manipülasyonu sistematik şekilde kullanırdı.

AKP Merkez Yürütme Kurulu, Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında toplandı

AKP Merkez Yürütme Kurulu, Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında toplandı

Zirai don fiyatları vurdu: Kilosu 290 TL’den 490 TL’ye fırladı

Geçtiğimiz ay Türkiye’nin son yıllarda gördüğü en büyük zirai don faciası yaşanırken, 16 meyve ve sebze türünün rekoltesinde ciddi kayıp görülmüştü. Don olayının en çok etkilediği meyvelerden biri kayısı olurken, bir ay önce 290 TL’den alıcı bulan kuru kayısının kilogram fiyatı 490 liraya kadar fırladı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir